Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hüseyin Nihal Atsız

Hüseyin Nihal Atsız, Yakın geçmişimizin önemli düşünürlerinden biri olan Nihal ATSIZ, hem çalışmalarıyla tarihimizin en eski dönemlerine kadar ışık tutabilen büyük bir tarihçi; hem atlıyı atından indirebilecek kadar güçlü bir yazar – şair; hem de Türklük Bilimi’nin ilgilendiği konularda kaynak sayılabilecek derecede önemli eserler veren bir Türkologdur. 12 Ocak 1905’te İstanbul Kadıköy’de doğan Atsız, baba tarafından Gümüşhane’ye bağlı Torul kazasının Midi köyündeki Çiftçioğulları ailesine, anne tarafından ise Trabzon’un Kadıoğulları ailesine mensuptur. Hüseyin Nihal Atsız, Deniz Kuvvetleri’nde Deniz Güverte Binbaşılığı’ndan emekli olan Mehmet Nail Bey’in, bir Deniz Yarbayı’nın kızı olan Fatma Zehra Hanım ile evliliğinden olan üç çocuklarından biridir. Atsız’ın bir kardeşi yine bir eğitimci ve yazar olan Ahmet Nejdet Sançar, diğer kardeşi ise Fatma Nezihe Çiftçioğlu’dur. Atsız, ilk ve orta öğrenimini Kadıköy’deki Fransız ve Alman Mektebi’nde, Kadıköy ve İstanbul Sultanisi’nde yap...

Can Yücel

Can Yücel,  (1926-1999) Şiiri ve gerçek bir derviş olarak sürdürdüğü dopdolu yaşamıyla kendine has bir yer edinmiş büyük şair; büyük rakıcı; nam-ı diğer Can Baba. Halk deyişlerinden, argodan, tiyatro, müzik ve resim başta olmak üzere antik ve modern sanatların neredeyse bütün kollarından yararlanarak kurduğu şiir diliyle tanınmıştır. Can Yücel için yaşam, "canlı, materyalist, diyalektik, imgesel ve şaşırtıcıdır." Sık sık andığı Terentius'un ünlü sözü, onu evrensel kültür ve komünist hümanizma ile bütünleştiren şiirinin de eksenidir: "İnsana özgü olan hiçbir şey bana yabancı değildir." Bir söyleşisinde kendisini "Dionysos kavmindenim, yani yaşama sevinci veren bir Anadoluluyum" sözleriyle tanımlar. Can Yücel'e ilişkin yazıların birçoğu "Can Baba'yla bir gün içerken" diye başlar. Bu da onun şiiri kadar sofrasının da şenlikli, canlı, öğretici, seviyeli ve sevgili olmasından kaynaklanır. Rakı sofrası onun şiirinin arka planı gibidir. ...

Cahide Sonku

Güzeller güzeli Cahide Sonku (1911-1981), Yıldırım Önal (1931-1982), Tugay Toksöz (1937-1988), Hayri Caner (1936-1998), Mesut Engin ve Suphi Kaner (1933-1963) alkole yenik düşen sinemacıların öne çıkanlarıydı. Suphi Kaner'in bir dergide çıkan ilanı oldukça ilgi çekiciydi. İçiciliğe tövbe ediyordu: "Sayın seyircilerim, meslektaşlarım. 24.2.1961 tarihinden itibaren, on yıldan beri devamlı olarak içtiğim içkiyi, gerek sıhhatimin ve gerekse dostlarıma karşı davranışlarımın anormalleşmesi bakımından bıraktım... Bundan böyle her kim beni, içki içerken veya içkili görürse kendilerine, tarafımdan 1000 TL ödenecektir. Hürmetlerimle." Ne var ki ünlü güldürü ustası, seyircilerine ve Türk sinemasına verdiği sözü tutmamış, ilan tarihinden sonra, üç yıl daha içerek yaşama veda etmişti. Elbette, alkole yenik düşenlerin dramatik sonlarını, yalnızca içiciliğe bağlamak nasıl bir gerçeği yansıtır, tartışmaya açıktır. Alkol bağımlılığını tetikleyen yalnızlık ve sevgisizlik de bu konudaki...

Abdullah Yüce

Abdullah Yüce, 04 Aralık 1920 yılında İstanbul Eyüp Sultan'da doğdu. Annesi Sultan Hanım, babası Hafız İsa Efendi'dir. Çocukluğu meşakkat ve fakirlik içinde Eyüp Sultan'da geçti. Reşadiye 36. ve 37. ilkokullarında okudu. Tahsilini ortaokuldan terk etmek mecburiyetinde kaldı. 18 yaşında sanat hayatına başladı. 1942 yılında askere gitti 4 yıl askerlik yaptı. İlk mûsıkî çalışmalarını Ali Rıza Bey'le yaptı. Bu yıllarda ilk şarkısı olan "Bu Ne Sevgi Ah, Bu Ne Istırab"ı besteledi. 1946 yılında Fındıklı Salı Pazarı'nda sahne hayatına atıldı. Daha sonra 1949 yılında ilk plak çalışmasını yaptı. 50'ye yakın taş plak doldurdu. Sanat hayatı boyunca, Sadettin KAYNAK, Selahattin PINAR, Kemanî Hacı Maksut, Kadri ŞENÇALAR, İsmail ŞENÇALAR hocası udî Edip ERTEN ve Ali Rıza Bey gibi üstatlardan feyiz aldı. 3 arkadaş, "Kara Sevda" ve "Hicran Yarası" gibi çeşitli sinema film çalışmaları yaptı. Evli ve 2 çocuk babası olan Abdullah YÜCE 1995 yılının Ar...

Adam Fawer

Adam Fawer, Pennsylvania Üniversitesi’nin ekonomi bölümünden mezun olmuş, istatistik bölümünde yüksek lisanstan sonra MBA yapmıştır. Kariyeri boyunca Sony Müzik, J.P Morgan, yakın zamanda da About.com gibi çeşitli firmalarda çalışmıştır. İlk romanı Olasılıksız şimdiden beş dile çevrilmiştir. Fawer, karısı Meredith, oğlu Phineas ve beslediği birçok balıkla birlikte halen New York’ta yaşamaktadır. Halen yaşadığı ve henüz iki kitabı olduğu için olsa gerek, yazarın biyografisi hakkında daha ayrıntılı bilgi maalesef edinilememektedir. Ancak, bunun yerine gözlerimizi edebi kişiliğine çevirdiğimizde, hakkında kendi sözleriyle daha fazla bilgi edinebiliyoruz: Ben sizin tipik romancılarınızdan değilim. Romanımı HarperCollins’e satmadan önce hiç profesyonel olarak yazmamıştım. Üniversitede İngilizce uzmanı değildim bile. Aslında bunun tam tersiydim. Her zaman düzenli yazsam da, kendimi hep sayıların adamı olarak gördüm. Böylece sayısal bir alan seçtim ve ekonomi eğitimi aldım. Görüldüğü ...

Afif Yesari

Yesari, Afif (1922-1989) Erken Cumhuriyet döneminin ünlü romancısı Mahmut Yesari'nin oğludur. Babasının desteğinden yoksun olarak hayata atılmış, ilkokuldan sonra okuyamamış, kendi kendisini yetiştirmiştir.  Hikâye kitapları ve düşünce tiyatrosu adını verdiği özgün bir tiyatro uygulaması üzerine oyunları vardır. Ancak maişet motorunu çalıştırabilmek için "Muzaffer Ulukaya" takma adıyla 180 kadar sahte Mike Hammer romanı kaleme almış ve 1955-1960 arasında yayınlanan bu polisiye romanlar türün meraklılarının beğenisini kazanmıştır. Hayat gailelerini unutmak amacıyla içenlerdendir. İçmeyi bir yaşam şartı olarak benimsemiştir. Mickey Spillane'in yarattığı ünlü detektif Mike Hammer gibi her fırsatta içmiştir. Yazdığı ilk sahte Mike Hammer romanlarında kahramanın içiciliği hep vurgulanmıştır.  Yayımcısının zoruyla her hafta, üç gün içinde 96 sayfalık bir Mike Hammer romanının yazılması mecburiyeti ve bunun verdiği stresle baş ederken mide kanaması geçirmiş ve içkiyi...

Aydın Boysan

Aydın Boysan, İstanbul doğumlu olmasına karşın aslen Rizelidir. Öğretmen Nevreste Hanım ile muhasebeci Esat Boysan’ın oğludur. 1939 yılında Pertevniyal Lisesi'ni, 1945’te İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ni (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Mimarlık Bölümü’nü) bitirdi. Mesleğini 1999’a kadar ara vermeden sürdürdü. Türkiye Mimarlar Odası’nın kurucuları arasında yer aldı; yönetim kurulu üyesi, ilk genel sekreteri ve İstanbul şube başkanı oldu. 1945 yılında başladığı mimarlık mesleğine 2000 yılına kadar fiilen devam eden Aydın Boysan, mimar olarak çalıştığı 55 yıl boyunca 1.5 milyon metrekare bina tasarlamıştır. 1957-1972 yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ders verdi. Ulusal ve uluslararası mimarlık yarışmalarında ödüller kazandı. Kendi kitaplarını basmak için Bas Yayınları’nı kurdu. Aralıksız olarak on yıl Hürriyet ve üç yıl Akşam gazetelerinde köşe yazıları yazdı. Aydın Boysan ünlü rakı yudumlama ritüelinde bütün tiryakilere örnek olacak bir m...