Ana içeriğe atla

FİLİBELİ AHMED HİLMİ EFENDİ’NİN YAŞAMI

Filibeli’li Ahmed Hilmi Efendi 1865 yılında Filibe’de doğmuştur. İlk eğitimini şehrin müftüsünden almıştır. Daha sonra ailesi ile birlikte İzmir’e giderek orada eğitimine ve yaşamına devam etmiştir. Ardından İstanbul’a gelerek döneminin en iyi okulu olan Mekteb-i Sultani’ye (Galatasaray Lisesi) başlamıştır. Burada eğitim ve öğretimini başarılı bir şekilde tamamlayarak 1890 yılında Duyun-i Umumiye (Genel Borçlar) İdaresinde memur olarak çalışmaya başlamıştır. Çalıştığı kurum tarafından Beyrut’a gönderilmiş burada çıkan siyasi karışıklık nedeniyle Mısır’a kaçmıştır. Mısır’da Terakki-i Osmanî Cemiyetine girmiştir. “Çaylak” adlı bir mizah gazetesi çıkarmış ve 1901’de İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’da aranan Ahmed Hilmi Bey yakalanarak Fîzan’a sürülmüştür. Fizan’da kendini dine vererek dinî bilimlerde araştırmalar yapmış ve tasavvufa merak salmıştır. Tasavvufla ilgilendiği sıralarda Arusi Tarikatına girerek hocalarının müridi olmuştur. Tasavvufta büyük tartışmalara neden olan “vahdet-i vücut” felsefesine inanmıştır.

1908’de Meşrutiyetin ilanı ile birlikte İstanbul’a gelen Ahmed Hilmi Bey “İttihat-ı İslâm” adlı haftalık bir gazete çıkarmaya başlamıştır. Ekonomik nedenlerle kapanan gazetenin ardından İkdam ve Tasvir-i Efkâr adlı gazetelerde yazı yazmaya başlamıştır. Yazılarında Sultan Abdülhamit’i çok sık eleştirerek onun döneminden baskı ve suç devri (devr-i istibdat, devr-i sabık) diye bahsetmiştir. 1910 yılı başlarında yeniden bir gazete çıkarmak için çalışmalara başlayan Ahmed Hilmi Bey, haftalık “Hikmet” gazetesini yayımlamaya başlamıştır. Bu gazetedeki yazılarında İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni sert bir dille eleştirmiştir. Bu nedenle yayın hayatına yeni başlayan Hikmet gazetesi, bir buçuk ay içinde beş kez kapatılmıştır. Aynı yıl içinde “Hikmet Matbaa-yi İslamiyesi”ni kurdu.

Kendi yayınevinde yayımladığı gazete ile İslami fikirlerini açıkça yayınlaması nedeni ile tüm İstanbul yayın ve entelektüel kesiminin dikkatini çekmiştir. Çıkardığı Hikmet gazetesi seksen nüsha kadar çıkmıştır. En sonunda gazetesi ve matbaası kapatılarak Bursa’ya sürgün edilmiştir. Bursa’dan dönünce 1912 yılında gazetesini tekrar çıkarmaya başlar. Yazılarında ülkenin durumundan endişe edilmesi gerektiğini belirten ve Balkan Savaşı ile 1. Dünya Savaşı’nın çıkacağını haber veren Ahmed Hilmi Bey; İttihatçiler dışında İtilafçılar ile de tartışmalı olduğu için Hikmet, yayın hayatında güç kaybetmiş ve batmıştır.

Tasavvufa ait yazılarında “Şeyh Mihriddin Arusi”, milli, kahramanlık yazılarında “Özdemir”, mizahi yazılarında “Coşkun Kalender”, “Kalender Geda” gibi takma adlarını kullanırdı. Gazetenin batmasından sonra “Coşkun Kalender” adlı bir mizah dergisi yayımlamaya başladı.

Bir dönemin İstanbul Üniversitesi’nde felsefe hocalığı da yapan Ahmet Bey, İslam Kültürü gibi Batı Kültürünü de oldukça iyi bilirdi. Arapça, Farça ve Fransızcayı çok iyi konuşurdu. 1914 Ekiminde hayata gözlerini yummuştur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Azra Arat

Hümanist görüşün temsilcilerinden çevirmen, deneme ve inceleme yazarı Azra Erhat 6 Haziran 1915'te İstanbul'da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Belçika'da yaptı. 1939'da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ni bitirdi; Klasik Filoloji Bölümü'nde asistan olarak göreve başladı. 1946'da doçent oldu. 1948'de aynı fakültedeki öğretim üyeleri Pertev Naili Boratav, Behice Boran, Adnan Cemgil, Niyazi Berkes'le birlikte, sol görüşlü olduğu gerekçesiyle üniversiteden uzaklaştırıldı. 1949-1950 arasında Yeni İstanbul ve Vatan gazetelerinde çalıştı. Daha sonra Milletlerarası Çalışma Bürosu'nda kütüphanecilik yaptı. Yunan klasiklerinden yaptığı çevirilerle tanınan Azra Erhat'ın ilk çevirileri Tercüme dergisinde çıktı. A.Kadir'le birlikte Homeros'un İlyada destanından yaptığı çevirinin birinci cildi 1959'da Habib Törehan Bilim Ödülü'nü, üçüncü cildi 1961'de Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nü aldı. İlyada'nın tam çeviris...

Haşim İşcan

1898’de Edirne’de doğan Haşim İşcan, Edirne Lisesi'nden mezun oldu. 1922’de Mülkiye Mektebi’ni bitirerek bir süre Edirne Kız Öğretmen Okulu’nda ve Edirne Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. Özel kalem müdürlüğü, kaymakamlık, emniyet müdürlüğü ve mülkiye müfettişlik gibi görevlerde bulundu. 1933’te Siverek kaymakamlığı ile başlayan yöneticilik yaşamını Tekirdağ, Erzurum, Antalya, Bursa ve Samsun illerinde valilik yaparak sürdürdü. Bu yörelerde 400'den fazla ilkokul açtı. Hastane, liman, stadyum, park, kütüphane ve halkevi gibi yararlı kurumlar kazandırdı. Emekli olduğu 1953 yılına doğru Toprak ve İskân müdürlüğüne atandı; bu görevi sırasında Romanya, Bulgaristan ve Yugoslavya’dan gelen göçmenlerin yerleştirilmesinde örnek bir başarı sergiledi. 1963 Yerel Seçimleri'nde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı olarak İstanbul belediye başkanlığı seçimlerine katıldı, ancak kazanamadı. Seçimden galip çıkan Adalet Partisi (AP) adayının, CHP'nin başvurusu üzerine usulsüzlük yüzün...

Aytunç Altındal

İlkokulu İstanbul'da, ortaokulu Diyarbakır'da 1956 yılında bitirdi. Haydarpaşa, Kinde okuyarak liseyi tamamladı. 1969-1971 seneleri arası Gurnsey Writer’s School’da, 1977 senesinden itibaren ise Fransa Sorbon Üniversitesi Fransızca Eğitim bölümünde tahsil gördü. Aytunç Altındal, 1964 yılından başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Günaydın, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazdı. Şiir dışında deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. Çeviri yaptı. Dokuz çeviri kitabı yayımlandı. Yedi kitabı yasaklandı. Fransa ve İsviçre'de bazı yazıları yayımlandı. Şiirleri Sanat Edebiyat, Varlık, Süreç, Bilim-Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Bazı şiirleri Amerika ve İzlanda dergilerinde yer aldı. Aytunç Altındal 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniylıl süren dava sonunda 7.5 yıl hapse mahkum olunca yurtdışına kaçtı. 1975 yılında İsviçre'de "Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın" adlı kitabı çıkardı. 1977'de Havass ve1984'de Süreç...