Ana içeriğe atla

Cengiz Dağcı


Dünyaca ünlü roman yazarı olan Kırım Türkü Cengiz Dağcı, 9 Mart 1920’de, Yalta’da bağlı Kızıltaş köyünde doğdu. Babası , Kırım’dan sürgün edilen Emir Hüseyin Dağcı, annesi ise Fatma hanımdır.

İlkokulu Kızıktaş’da, ortaokulu Akmescit’te okuyan Cengiz Dağcı, öğrencilik yıllarından itibaren şiir yazdı. İlk şiiri,1936’da Kırım Gençlik Dergisi’nde yayımlandı.Bazı şiirleri de, Kırım Yazarlar Birliği’nin çıkardığı Edebiyat Mecmuası’nda yer aldı.1939’da Kırım Pedagoji Enstitüsü’ne girdi.

İkinci Dünya Savaşı başlayınca, öğrenimini tamamlayamadan askere alınan Cengiz Dağcı, Odessa’daki subay okuluna gönderildi. 1941 Haziranında Ukrayna Cephesi’nde tank teğmeni olarak savaşırken, Almanlara esir düştü. Bir süre sonra Almanlar tarafından, Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmak üzere kurulan ‘Türkistan Lejyonu’na katılarak, Ruslara karşı savaştı.Daha sonra Polonya!ya geçti.

1945-1946 yıllarında, binlerce Türkistanlı ile birlikte Türkiye’ye gelmek için müracaatta bulundu.Fakat dönemin yöneticileri bu isteği kabul etmediği için,Türkiye’ye gelemedi.Daha sonra Kızılhaç’ın yardımıyla İngiltere’ye giderek, Londra’ya yerleşti ve ticaretle meşgul oldu. İkinci Dünya Savaşı, Cengiz Dağı’nın ruh hali üzerinde derin etkiler yaptı. Bu yüzden, savaş öncesi ve savaş yıllarına ışık tutacak tarzda, hatıra romanları yazdı. Eserlerinde, Kırım Türklerinin sıkıntı ve mücadelelerini anlattı. Bazı şiirleri1950’li yılların ikinci yarısında, Kırım Dergisi’nde yayımlandı. Türkiye’de bir yayıncıya gönderdiği hayat hikayesinde, ”Elhamdülillah türküm, Müslümancım ve notlarımda yazdıklarımın hepsinin de hakikat olduğuna yemin ederim.” ifadesini kullanan Dağcı, Türk Dünyasının bir bütün olduğunu da;”Bize Tatar diyorlar.

Çerkez, Türkmen, Kazak,Azeri, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabudi, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan. Deniz parçalanamaz. Biz Türk Tatarız.Bunu senin kalbin bildiği gibi her Başkırt,her Kırgız, her Kazak bilir.Kalbinin hisleriyle hareket et. Dünyanın boş hırslarına kapılma.” sözleriyle dile getirdi.Bugüne kadar 20 civarında roman yazan ve eserleri,Türkiye’de 1956’dan beri yayımlanan Cengiz Dağcı, Türkiye’ye hiç gelmemesine rağmen, eserlerini Türkiye Türkçesi ile yazdı. Önde gelen eserleri; Korkunç Yıllar, Yurdunu Kaybeden Adam, Onlar da İnsandı, Ölüm ve Korku Günleri, O Topraklar Bizimdi, Dönüş, Genç Temüçin, Badem Dalına Asılı Bebekler, Üşüyen Sokak, Anneme Mektupler, Benim Gibi Biri v Yansılar. İlesam ve Türkiye Yazarlar Birliği tarafından da ’Yılın Yazarı’ ödüllerine layık görülen Cengiz Dağcı, halen İngiltere’nin Wimbledon kentinde yaşıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Azra Arat

Hümanist görüşün temsilcilerinden çevirmen, deneme ve inceleme yazarı Azra Erhat 6 Haziran 1915'te İstanbul'da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Belçika'da yaptı. 1939'da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ni bitirdi; Klasik Filoloji Bölümü'nde asistan olarak göreve başladı. 1946'da doçent oldu. 1948'de aynı fakültedeki öğretim üyeleri Pertev Naili Boratav, Behice Boran, Adnan Cemgil, Niyazi Berkes'le birlikte, sol görüşlü olduğu gerekçesiyle üniversiteden uzaklaştırıldı. 1949-1950 arasında Yeni İstanbul ve Vatan gazetelerinde çalıştı. Daha sonra Milletlerarası Çalışma Bürosu'nda kütüphanecilik yaptı. Yunan klasiklerinden yaptığı çevirilerle tanınan Azra Erhat'ın ilk çevirileri Tercüme dergisinde çıktı. A.Kadir'le birlikte Homeros'un İlyada destanından yaptığı çevirinin birinci cildi 1959'da Habib Törehan Bilim Ödülü'nü, üçüncü cildi 1961'de Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nü aldı. İlyada'nın tam çeviris...

Haşim İşcan

1898’de Edirne’de doğan Haşim İşcan, Edirne Lisesi'nden mezun oldu. 1922’de Mülkiye Mektebi’ni bitirerek bir süre Edirne Kız Öğretmen Okulu’nda ve Edirne Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. Özel kalem müdürlüğü, kaymakamlık, emniyet müdürlüğü ve mülkiye müfettişlik gibi görevlerde bulundu. 1933’te Siverek kaymakamlığı ile başlayan yöneticilik yaşamını Tekirdağ, Erzurum, Antalya, Bursa ve Samsun illerinde valilik yaparak sürdürdü. Bu yörelerde 400'den fazla ilkokul açtı. Hastane, liman, stadyum, park, kütüphane ve halkevi gibi yararlı kurumlar kazandırdı. Emekli olduğu 1953 yılına doğru Toprak ve İskân müdürlüğüne atandı; bu görevi sırasında Romanya, Bulgaristan ve Yugoslavya’dan gelen göçmenlerin yerleştirilmesinde örnek bir başarı sergiledi. 1963 Yerel Seçimleri'nde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı olarak İstanbul belediye başkanlığı seçimlerine katıldı, ancak kazanamadı. Seçimden galip çıkan Adalet Partisi (AP) adayının, CHP'nin başvurusu üzerine usulsüzlük yüzün...

Aytunç Altındal

İlkokulu İstanbul'da, ortaokulu Diyarbakır'da 1956 yılında bitirdi. Haydarpaşa, Kinde okuyarak liseyi tamamladı. 1969-1971 seneleri arası Gurnsey Writer’s School’da, 1977 senesinden itibaren ise Fransa Sorbon Üniversitesi Fransızca Eğitim bölümünde tahsil gördü. Aytunç Altındal, 1964 yılından başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Günaydın, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazdı. Şiir dışında deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. Çeviri yaptı. Dokuz çeviri kitabı yayımlandı. Yedi kitabı yasaklandı. Fransa ve İsviçre'de bazı yazıları yayımlandı. Şiirleri Sanat Edebiyat, Varlık, Süreç, Bilim-Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Bazı şiirleri Amerika ve İzlanda dergilerinde yer aldı. Aytunç Altındal 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniylıl süren dava sonunda 7.5 yıl hapse mahkum olunca yurtdışına kaçtı. 1975 yılında İsviçre'de "Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın" adlı kitabı çıkardı. 1977'de Havass ve1984'de Süreç...