Ana içeriğe atla

Abdullah Yüce

Abdullah Yüce, 04 Aralık 1920 yılında İstanbul Eyüp Sultan'da doğdu. Annesi Sultan Hanım, babası Hafız İsa Efendi'dir. Çocukluğu meşakkat ve fakirlik içinde Eyüp Sultan'da geçti. Reşadiye 36. ve 37. ilkokullarında okudu. Tahsilini ortaokuldan terk etmek mecburiyetinde kaldı. 18 yaşında sanat hayatına başladı. 1942 yılında askere gitti 4 yıl askerlik yaptı. İlk mûsıkî çalışmalarını Ali Rıza Bey'le yaptı. Bu yıllarda ilk şarkısı olan "Bu Ne Sevgi Ah, Bu Ne Istırab"ı besteledi. 1946 yılında Fındıklı Salı Pazarı'nda sahne hayatına atıldı. Daha sonra 1949 yılında ilk plak çalışmasını yaptı. 50'ye yakın taş plak doldurdu. Sanat hayatı boyunca, Sadettin KAYNAK, Selahattin PINAR, Kemanî Hacı Maksut, Kadri ŞENÇALAR, İsmail ŞENÇALAR hocası udî Edip ERTEN ve Ali Rıza Bey gibi üstatlardan feyiz aldı. 3 arkadaş, "Kara Sevda" ve "Hicran Yarası" gibi çeşitli sinema film çalışmaları yaptı. Evli ve 2 çocuk babası olan Abdullah YÜCE 1995 yılının Aralık ayında vefat etti.

Abdullah Yüce, bütünüyle Kasımpaşa'daki gramofonlu bir halk meyhanesi dekorunda geçen bu Lütfi Akad filminin yanı sıra, Memduh Ün'ün Üç Arkadaş'ından, Metin Erksan'ın Hicran Yarası'ndan gelip geçti, 50'lerde ve 60'larda yalnız plak firmalarının ve tanınmış alaturka gazinoların değil, Yeşilçam'ın da aranan yıldızlarından oldu. 90'larda TV dizisi Süper Baba'da oynadığı Rasim Baba rolü, unutulmadığının ispatıydı. Fitili, 28 yaşındayken yaptığı beste ateşlemişti:

Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap
Zavallı kalbim ne kadar harap
Nasibim olsun bir yudum şarap
Sun da içeyim yârin elinden

Emekliliğinden sonra Yeniköy sırtlarındaki evinin etrafını, Zeki Müren'den Bülent Ersoy'a kadar herkesin yorumladığı bu şarkısının notalarıyla süslü bir demir parmaklıkla çevirdi. Diğer ünlü bestesi Ölürsem kabrime gelme, İbrahim Tatlıses ve Aynur başta olmak üzere pek çok sanatçı tarafından seslendirildi. Abdullah Yüce, sanat müziğinden arabeske dönen kavşağın önemli simalarından biridir. Ferdi Tayfur bütün Türkiye'ye, Ampul İbo, Beyoğlu Nevizade'ye ondan bir nefes taşımıştır. Bugün korsan kayıtları internette fırtınalar koparan Arap Şükrü, onun bıraktığı izlerin soluk bir karikatürüdür.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Azra Arat

Hümanist görüşün temsilcilerinden çevirmen, deneme ve inceleme yazarı Azra Erhat 6 Haziran 1915'te İstanbul'da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Belçika'da yaptı. 1939'da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ni bitirdi; Klasik Filoloji Bölümü'nde asistan olarak göreve başladı. 1946'da doçent oldu. 1948'de aynı fakültedeki öğretim üyeleri Pertev Naili Boratav, Behice Boran, Adnan Cemgil, Niyazi Berkes'le birlikte, sol görüşlü olduğu gerekçesiyle üniversiteden uzaklaştırıldı. 1949-1950 arasında Yeni İstanbul ve Vatan gazetelerinde çalıştı. Daha sonra Milletlerarası Çalışma Bürosu'nda kütüphanecilik yaptı. Yunan klasiklerinden yaptığı çevirilerle tanınan Azra Erhat'ın ilk çevirileri Tercüme dergisinde çıktı. A.Kadir'le birlikte Homeros'un İlyada destanından yaptığı çevirinin birinci cildi 1959'da Habib Törehan Bilim Ödülü'nü, üçüncü cildi 1961'de Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nü aldı. İlyada'nın tam çeviris...

Haşim İşcan

1898’de Edirne’de doğan Haşim İşcan, Edirne Lisesi'nden mezun oldu. 1922’de Mülkiye Mektebi’ni bitirerek bir süre Edirne Kız Öğretmen Okulu’nda ve Edirne Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. Özel kalem müdürlüğü, kaymakamlık, emniyet müdürlüğü ve mülkiye müfettişlik gibi görevlerde bulundu. 1933’te Siverek kaymakamlığı ile başlayan yöneticilik yaşamını Tekirdağ, Erzurum, Antalya, Bursa ve Samsun illerinde valilik yaparak sürdürdü. Bu yörelerde 400'den fazla ilkokul açtı. Hastane, liman, stadyum, park, kütüphane ve halkevi gibi yararlı kurumlar kazandırdı. Emekli olduğu 1953 yılına doğru Toprak ve İskân müdürlüğüne atandı; bu görevi sırasında Romanya, Bulgaristan ve Yugoslavya’dan gelen göçmenlerin yerleştirilmesinde örnek bir başarı sergiledi. 1963 Yerel Seçimleri'nde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı olarak İstanbul belediye başkanlığı seçimlerine katıldı, ancak kazanamadı. Seçimden galip çıkan Adalet Partisi (AP) adayının, CHP'nin başvurusu üzerine usulsüzlük yüzün...

Aytunç Altındal

İlkokulu İstanbul'da, ortaokulu Diyarbakır'da 1956 yılında bitirdi. Haydarpaşa, Kinde okuyarak liseyi tamamladı. 1969-1971 seneleri arası Gurnsey Writer’s School’da, 1977 senesinden itibaren ise Fransa Sorbon Üniversitesi Fransızca Eğitim bölümünde tahsil gördü. Aytunç Altındal, 1964 yılından başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Günaydın, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazdı. Şiir dışında deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. Çeviri yaptı. Dokuz çeviri kitabı yayımlandı. Yedi kitabı yasaklandı. Fransa ve İsviçre'de bazı yazıları yayımlandı. Şiirleri Sanat Edebiyat, Varlık, Süreç, Bilim-Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Bazı şiirleri Amerika ve İzlanda dergilerinde yer aldı. Aytunç Altındal 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniylıl süren dava sonunda 7.5 yıl hapse mahkum olunca yurtdışına kaçtı. 1975 yılında İsviçre'de "Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın" adlı kitabı çıkardı. 1977'de Havass ve1984'de Süreç...